Biyokinezi Nedir ve Nasıl Yapılır? Adım Adım Rehber

Biyokinezi (ya da biyokinesis), zihnin gücüyle beden üzerinde dönüşüm yapma iddiasına dayanan bir kavramdır. Telekinezin (nesneleri zihnen hareket ettirme) bir alt dalı olarak tanımlanan biyokinezi, bedenin genetik veya hücresel yapısı üzerinde zihinsel yöntemlerle etki etme amacı taşır. İnternet ve forumlarda sıkça karşımıza çıkan bu terim, göz, saç ve ten rengini değiştirme, kas yapısını biçimlendirme veya hastalıkları iyileştirme gibi çeşitli iddialarla anılmaktadır. Ancak bilimsel literatürde biyokineziye dair doğrulanmış bir bilgi yoktur; genetik kodu ve biyolojiyi zihnin gücüyle değiştirmek bugünkü bilim anlayışıyla mümkün görülmemektedir.

Biyokinezi ile Neler Yapılabilir?

Biyokinezi savunucuları, zihinsel odaklanma ile göz rengi, saç rengi ve ten renginde değişiklik yapmanın, kas kütlesini artırmanın ya da vücut formunu şekillendirmenin mümkün olduğunu ileri sürer. Ayrıca, bazı kaynaklar biyokineziyle hastalıkların tedavi edilebileceğini, bedendeki yapısal problemlerin giderilebileceğini iddia eder. Gerçekte biyokinezi kapsamındaki yöntemler arasında en yaygın olarak göz rengi değiştirme ve boy uzatma gibi başlıklar öne çıkar. Örneğin farklı videolarda, biyokinezi yapıldığı iddia edilen kişilerin mavi gözlü veya uzun boylu görünümleri paylaşılmaktadır. Bilimsel açıdan baktığımızda ise göz rengi ve boy gibi özellikler genetik temellidir; bu özelliklerin düşünce gücüyle kalıcı olarak değiştirilemeyeceği belirtilmektedir.

Biyokinezi Nasıl Yapılır?

Biyokinezi tekniklerinin nasıl uygulandığına dair açıklamalar genellikle meditasyon ve bilinçaltı telkinleri içerir. Öncelikle sessiz ve dikkat dağıtıcı unsurlardan arınmış bir ortam hazırlanması, kişi derin rahatlama durumuna geçene kadar meditasyon yapması önerilir. Daha sonra istenen değişikliğe göre zihinsel görselleştirmeler yapılır: Örneğin göz rengi açılmak isteniyorsa gözlerin açık bir renkte olduğunu hayal etmek, boy uzatmak isteniyorsa omurga ve bacaklara enerji akışı sağlandığını düşünmek gibi. Biyokinezi pratiğinde genellikle subliminal müzik veya frekans kayıtları kullanılır; bu ses kayıtlarının zihni alfa-dalga benzeri titreşimlere soktuğu, dolayısıyla meditasyonu kolaylaştırdığı söylenir.

Pratikte adım adım şöyle önerilmektedir: Başlangıç için basit bir hedef seçilir (örneğin bir bitkiyi canlandırmak veya psi topu denemek). Bitki gençleştirme egzersizlerinde hasta bir bitki veya ölüye dönmek üzere olan bir bitki seçilir, bu bitki göz önüne konup zihinsel enerji topu ile canlandırılması hedeflenir. Kişi rahat bir şekilde oturur, derin nefes alıp vererek zihnini sakinleştirir, sonra gözlerini kapatarak bitkiye odaklanır. Bitkiyi iyileştiren hayali bir ışıltı veya enerji topu oluşturup bu enerjiyi bitkiye gönderdiği hayal edilir. Bu tür temel uygulamalar birkaç hafta sürdürülür. İleri düzey adımlara geçmeden önce insan biyolojisi ve beyin işlevleri hakkında bilgi edinmek, uygulama notları tutmak önerilir.

Ayrıca bilinçaltı telkinler içeren ses (subliminal frekans) kayıtları dinlemek, meditatif etkinliği artırmak için sıkça tavsiye edilir. Uygulama sırasında odaklanmayı kaybetmemek, günlük stres faktörlerinden uzak durmak, sabırlı ve düzenli olmak da önemlidir. Kaynaklar biyokinezi pratiğinin hemen sonuç vermeyeceğini, odaklanma ve inançla aylarca süren bir çalışma gerektirdiğini belirtir. Özetle, biyokinezi eğitiminde meditasyon, dikkat yönetimi ve görselleştirme teknikleri ön plandadır.

Biyokinezi Teknikleri (Başlangıç ve İleri Düzey)

Biyokinezi teknikleri, öğrenim seviyesine göre basitten karmaşığa doğru sınıflandırılır. Başlangıç düzeyinde, genellikle psi topu yapma, su ve mantar yöntemi gibi telekinezi temelli basit deneyler önerilir. Örneğin, açık bir kap içindeki mantara konsantre olup onu hareket ettirmeye çalışmak ya da odaklanılarak bitki sağlığı iyileştirmeye odaklanmak yaygın adımdır. Bazı kaynaklar, basit başlangıç alıştırmalarını bitkilerle yapmanın daha güvenli olduğunu vurgular. Bu adımda esas amaç, zihnin bedeni yönlendirme potansiyelini kavramaktır.

İleri düzey tekniklerde ise daha karmaşık iddialar yer alır. Uzman seviyesinde, ayarlanmış ses frekansları, kişiye özel telkin cümleleri, hipnoz benzeri teknikler kullanılarak göz rengini açma veya boy uzatma iddiası taşınır. Meditasyonun yanı sıra bilinçaltını derinden etkileyebilecek subliminal kayıtların dinlenmesi ve enerjiyi yönlendirme alıştırmaları ön plana çıkar. Örneğin, bazı parapsikoloji bloglarında biyokinezi ile göz rengini değiştirmede “içten enerji kanalizasyonu” veya “elektronik frekanslı terapi” gibi yöntemlerden bahsedilir. Ancak bu ileri tekniklerin hiçbiri bilimsel olarak kanıtlanmış değildir.

Bununla birlikte, biyokineziyi telekinezi tekniklerinden ayıran en önemli nokta etkinin bedende olmasıdır. Yani büyüklü küçüklü bir cismi hareket ettirmek yerine doğrudan kendi bedenimize etki etmeye çalışılır. Örneğin Havas sitesindeki bir açıklamaya göre biyokinezi, “telekinezi gibi işliyorsa da önemli nokta vücudun doğrudan etkilenmesi; göz renginizi değiştirmek gibi” bir uygulamadır. Bu kaynakta ayrıca biyokinezi için uzun süreli pratik gerektiği, aksi halde başlangıçta vücuttan “garip yan etkiler” ortaya çıkabileceği vurgulanır. Sonuç olarak, biyokinezi teknikleri meditasyon ve zihinsel telkin temelinde ilerlerken, uygulayıcının deneyim ve inanış düzeyine göre basit egzersizlerden komplike çalışmalara geçildiği söylenebilir.

Biyokinezi ile Boy Uzatma

Biyokineziyle boy uzatma iddiası, internet ortamında en çok tartışılan konulardan biridir. Bu iddiaya göre zihinsel uygulamalar omurga veya kemik yapısını uzatabilir. Bilimsel olarak ise insan vücudundaki boy uzamasını büyüme plakları denilen kıkırdak dokular belirler. Ergenlik dönemi sonunda bu plaklar kapanır ve o noktadan sonra kemiğin boyu uzamaya devam etmez. Örneğin çocuk ve ergenlikte büyüme hormonu etkisiyle uzun kemiklere yeni hücreler eklenirken, ergenliğin sonuna doğru hormon düzeyi düşer ve plaklar kapanır; bundan sonra boy uzaması durur. Bu nedenle 18-20 yaşından sonra biyokinezi gibi zihinsel yöntemlerin iskelet boyunu uzatması biyoloji açısından mümkün değildir.

Biyokinezi savunucuları ise “inanış, telkin” yoluyla uzamayı hedeflerler. Ancak bilimsel kaynaklar böyle bir yöntemin faydalı olmadığı konusunda hemfikirdir. Evrim Ağacı gibi bilim popüler sitesi, biyokineziyi “bilimsel olarak kanıtlanmamış” bir kavram olarak nitelendirmiş ve insan DNA’sına zihinsel olarak hükmedilemeyeceğini vurgulamıştır. Aynı zamanda popüler forumlarda biyokinezi ile boy uzatma denediklerini iddia eden bazı kişiler ise genellikle normal egzersiz ve beslenmenin katkısından ya da kandırmacadan bahsetmişlerdir. Örneğin bir forum üyesi 2-6 aylık çalışmalar sonrası herhangi bir büyüme gözlemlemediğini, sadece zihinsel baskı ve göz ağrısı yaşadığını belirtmiştir. Ayrıca spor bilimcileri, sıkı egzersiz ve iyi beslenmenin genetik potansiyel kadar uzamaya yardımcı olduğunu, bunun dışında biyokinezi gibi yöntemlerin etkisinin kanıtlanmadığını ifade etmektedir.

Sonuç olarak biyokinezi ile boy uzatma konusu bilimsel temellerden yoksundur. Büyüme plakları kapandıktan sonra zihin gücünün boy üzerinde doğrudan bir etkisi olamayacağı, uzun dönemde ancak dik duruş ve esneme egzersizleriyle hafif görünüm değişiklikleri elde edilebileceği belirtiliyor. Yani biyokinezi ile kısa sürede birkaç santim uzama gibi bir sonuç beklentisi gerçekçi görülmemektedir.

Biyokinezi ile Göz Rengi Değiştirme

Biyokinezi uygulayıcılarının en sık dile getirdiği iddialardan biri de göz rengini değiştirmedir. İnternette biyokinezi videolarında göz rengi açıldığı veya mavileştiği öne sürülür. Oysa göz rengi, iris tabakasındaki melanin pigmentine bağlıdır ve bu genetik olarak belirlenir. Bilimsel kanıtlara göre zihinsel telkinler veya meditasyonla iris pigmentinin kalıcı olarak değiştirilmesi mümkün değildir. Zararlari.tr gibi bir bilgi sitesinde de “Göz rengi sadece tıbbi/kozmetik yollarla değiştirilebilir; lazer uygulamaları veya iris implantları gibi yöntemler haricinde kalıcı değişiklik mümkün değildir” denilmektedir.

Ayrıca bazı televizyon programlarında biyokinezi gösterisi yapıldığı sırada, aslında bu değişimlerin kontak lens gibi basit hilelerle sağlandığı izlenmiştir. Gizli bir parapsikoloji forumundan bir paylaşımda, ünlü bir programda gözünü açıp kapatarak farklı renk gösteren performansın arkasındaki sır olarak lens kullanımı işaret edilmiştir. Evrim Ağacı da biyokineziyle göz rengini değiştirme iddialarını safsata olarak değerlendirmiş ve bu tip videoları “büyük bir kandırmaca” olarak nitelendirmiştir.

Özetle biyokineziyle göz rengini değiştirme iddiası bilimsel ve deneysel olarak desteklenmemektedir Göz rengini kalıcı değiştirmek için şu anda tıbbi yöntemler mevcuttur (lazerle pigment azaltma, iris implantı vb.), ancak bunlar henüz araştırma aşamasındadır ve riskleri vardır. Biyokinezi uygulamaları sırasında göz üzerinde doğrudan fiziksel müdahale olmadığı için, doğru yapılırsa göz sağlığına fiziksel olarak zarar vermese de (örneğin uygun olmayan odaklanma ile göz yorgunluğu oluşabilir) renk değişimi açısından etkinliği yoktur.

Biyokinezi Belirtileri

Biyokinezi uygulayanların belirli bir “fiziksel belirti” yaşadığı bilimsel olarak gösterilmemiştir. Ancak uygulayıcılar genellikle baş ağrısı, göz yorgunluğu veya zihinsel baskı gibi şikayetlerden söz eder. Örneğin uzun süre gözleri kapalı veya konsantre tutmak gözün yorulmasına yol açabilir. Ayrıca yüksek odaklanma ve beklenti düzeyi anksiyete veya özgüven kaybı gibi psikolojik stres yaratabilir. Zararları ele alan kaynaklarda, “kontrolsüz uygulama psikolojik gerilim doğurabilir, anksiyete ve özgüven kaybı gibi sonuçlar ortaya çıkabilir” uyarısı yapılmıştır.

Kısacası biyokineziye özgü somut fiziksel belirtiler bilimsel literatürde yoktur. Uygulayıcıların bildirdiği deneyimler daha çok öznel ve psikolojik etkilerle ilişkilidir. Bilinçaltı telkin uygulamaları sırasında odaklanma bozulduğunda baş ağrısı veya dikkat dağınıklığı görülebilir. Bu nedenle “belirti” denilecek olursa, ileri düzeyde biyokinezi çalışması yapıldığını düşünen kişinin meditasyon sırasında yaşadığı başdönmesi, yorgunluk veya hayal kırıklığı gibi durumları örnekleyebiliriz.

Biyokinezi Yapanların Deneyimleri

İnternette biyokinezi uyguladığını iddia eden veya bu konuda tartışan çok sayıda kullanıcı örneği vardır. Örneğin bir forum kullanıcısı telekinezi/uçma deneyimlerini anlatırken, “psi topu” adını verdiği bir çalışmayı paylaşmıştır. Bu çalışmada kişi ellerini birbirine hafifçe yaklaştırarak zihinsel bir enerji topu tutuyormuş gibi hissettiğini ve bu hissin gerçekten de ellerinde bir itme gücü olarak gözlendiğini anlatmıştır. Ancak bu kişi zamanla parapsikolojiyle ilgili çok sayıda kaynak okuduktan sonra bu izlenimlerin inandırıcı olmadığı sonucuna varmıştır. Okudukları bilgi kaynaklarının birbirine zıt anlatımları, onu biyokinezi deneyimlerini sorgulamaya yönlendirmiştir. Nihayetinde, birinci elden deneyimler yaşamış olsa da biyokinezi ve diğer psişik iddiaların bilimsel kanıtı bulunmadığına ikna olmuştur.

Benzer şekilde başka biyokinezi denemeleri anlatan kişiler de başlangıçta olumlu deneyimler yaşadıklarını söyleyebilse de, genellikle bunu motive olmuş kafayla algılamaya bağlarlar. Yaptıkları çalışmalar sonucunda gerçek bir değişim gözlemlemediklerini vurgulayanlar da vardır. Çoğu deneyim paylaşımı, biyokinezi ile gerçekten fiziksel sonuç alamadıklarına ama telkin ve plasebo etkileriyle bir şeyler hissettiklerine değinmektedir. Bu nedenle biyokinezi yapanların anekdotlarında genellikle başarıdan çok “öğrenilen ders” vurgusu öne çıkar: İnanma gücü ve kişisel inanç çok önemlidir, fakat bilimsel bakışla kanıtlanmamış sonuçları gerçek bir değişim gibi kabul etmek yanıltıcı olabilir.

Biyokinezi Tehlikeli mi, Zararlı mı?

Biyokinezi, doğrudan fiziksel bir müdahale içermediği için genel olarak canlıya zarar verme potansiyeli olduğu söyleyen bilimsel bir kaynak yoktur. Yine de çeşitli uzman görüşleri ve kullanıcı deneyimleri bazı uyarılar yapmaktadır. Bir parapsikoloji yazısında biyokinezi “tehlikeli” olarak tanımlanmıştır, ancak bu daha çok uygulamanın zorluğuna dikkat çekmek içindir. Başka bir kaynak, biyokinezi tekniklerinin yanlış yapıldığında psikolojik olarak zararlı olabileceğini belirtmiştir. Örneğin uzun süreli yüksek frekanslı ses dinlemek kulak sağlığı için risk oluşturabilir ve kronik stres zihinsel dengeyi bozabilir. Bir forum kullanıcısı biyokinezi sırasında yoğun odaklanmanın göz ağrısına yol açtığını rapor etmiştir.

Öte yandan bazı biyokinezi meraklıları, bu uygulamaların “kesinlikle zarar vermediğini” iddia eder. Yaygın bir görüşe göre biyokinezi, ilaç veya cihaz kullanılmadığı sürece doğrudan fiziksel zarar yaratmaz. Bununla birlikte uzmanlar, özellikle çocuk ve ergenlerde aşırı beklentinin ve yanlış uygulamanın psikolojik zararlara (anksiyete, hayal kırıklığı vb.) neden olabileceğine dikkat çeker. Özetle, biyokinezi uygulamaları için ciddi bir fiziksel tehlike raporu bulunmamakla birlikte, meditasyonun yanlış yapılması sonucu oluşabilecek göz yorgunluğu, baş ağrısı veya psikolojik rahatsızlık ihtimalleri göz önünde bulundurulmalıdır.

Biyokinezi Gerçek mi? Bilimsel Açıklama Ne Diyor?

Bilimsel bakış açısı biyokinezi konusuna oldukça kuşkucu yaklaşır. Evrim Ağacı gibi bilimsel platformlar biyokineziyi “bilimsel olarak kanıtlanmamış bir kavram” olarak nitelendirmiştir. Bilimde bir iddianın geçerliliği için tekrar eden deneyler ve gözlemler gereklidir; biyokinezi içinse bu tür tekrarlanabilir deneylerden bahsedilemez. Biyokinezi ve telekinezi üzerine yapılan çoğu yayın veya video gösterileri, modern bilim tarafından çoğunlukla hile, yanılsama veya plasebo olarak değerlendirilmiştir. Örneğin Evrim Ağacı’nda yapılan bir açıklamada, biyokinezi iddialarının büyük bölümünün safsata olduğu, videolardaki değişikliklerin genellikle başka yöntemlerle (lens, ışık hileleri vb.) elde edildiği belirtilmiştir. Bilimsel literatürde biyokinezi başlığı altında hakemli bir makale veya klinik çalışma bulunmamaktadır. Temel biyolojik bilgimize göre, bedenin temel yapısını zihinsel telkinle değiştirmek mümkün değildir; bu konuda tek gelecekteki beklenti, nanoteknoloji gibi tamamen farklı teknolojik gelişmelerden gelebilir.

Dolayısıyla bilimsel olarak biyokinezi gerçek kabul edilmez. Bilim insanları, bu tür uygulamaların etkisini açıklamak için plasebo etkisini veya psikolojik telkini öne çıkarmaktadır. Yani kişi bir değişim yaşadığına inandığı sürece özgüveni artar, bu da bazen kendini daha iyi hissetmeye yol açabilir. Fakat bu değişimin biyolojik olarak doğrulanabilir bir temeli yoktur. Güncel bilimsel kaynaklarda, biyokinezi konusunda olumlu bir sonuç rapor eden güvenilir çalışma bulunmadığı sıkça vurgulanmaktadır.

Biyokinezi Günah mı? (İslam, Hristiyanlık, Musevilik ve Diğer Görüşler)

Biyokinezi konusunu dinî açıdan ele alırken, genelde büyü ve sihir tartışmalarıyla karşılaşırız. İslam dinine göre insanın yaratılışını aşan güç kullanımı tartışmalıdır. Örneğin Sorularla İslamiyet sitesinde “genetik düzeyde değişiklik” biyokinezi kapsamına alınmış ve “normal bir insanın genlerini değiştirmesi caiz değildir” denilmiştir. Buna göre biyokinezi insan genlerine müdahale anlamına geldiği için genel ruhban görüşünde haram/caiz değildir. Ancak aynı kaynakta hastalık tedavisi gibi zaruri durumlar için tıbbi amaçlı müdahalelerin ayrı değerlendirilebileceği de eklenmiştir. İslami bakış açısından biyokinezi, açık bir şekilde ele alınan bir konu olmamakla birlikte, insanın yaratılış düzenini aşmaya çalışma olarak değerlendirilebileceğinden çoğu alim tarafından şüpheli veya yasak görülebilir.

Hristiyanlıkta da Yaratılış Kitabı (Tevrat’ın bir kısmı olan Eski Ahit) doğrudan sihir ve büyüyü yasaklar. Örneğin Çıkış 22:18’de “Büyücü kadına yaşama müsaadesi vermeyeceksin” ifadesi vardır. Benzer şekilde Hakimler, Samuel ve Krallar kitaplarında büyücülük kınanmıştır. Musevilikte Tevrat (Eski Ahit) hükümleri çok açık: Deuteronomy 18:10-11’de “necromancer (ölü çağırıcı), sihirbaz, büyücü” gibi pratiklerden uzak durulması emredilir. Kanonik Yahudi kaynaklar, büyü ve fal işlerinin Tanrı’nın egemenliğine karşı saygısızlık olarak görüldüğünü vurgular. Dolayısıyla biyokinezi de bu bağlamda yaratılış düzenine müdahale sayılabileceği için geleneksel Yahudi ve Hristiyan görüşünde büyük ihtimalle hoş karşılanmaz.

Özetle, İslamiyet, Hristiyanlık ve Musevilik gibi semavi dinlerin genel kabullerinde, doğaüstü yöntemlerle insani sınırların zorlanması olumsuz değerlendirilir. Biyokinezi de bu çerçevede “büyüye yakın” bir pratik olarak görülebilir. Net bir fetva veya öğreti olmamakla beraber, inançlı kişiler biyokineziyi dinî açıdan kullanmamayı tercih edebilir. Her halükarda bu konudaki son söz, ilgili dinin yetkin âlimlerinin açıklamalarıyla belirlenmelidir.

Biyokinezi Filmleri

Doğrudan “biyokinezi” ismini taşıyan bir film ya da belgesel bilinmemektedir. Ancak bilimkurgu ve fantastik sinemada benzer konular işlenmiştir. Mesela X-Men serisindeki mutant karakterler, zihin gücüyle fiziksel değişiklikler yapabilen varlıklardır. Doktor Strange gibi karakterlerde de zihin enerjisiyle bedeni ve çevreyi şekillendirme teması vardır. Televizyonda “Doctor Who” veya X-Files (Vay-Canavara) gibi dizilerde zaman zaman psikosomatik güçler işlenir. Örneğin X-Files: Sıradışı Olaylar bölümünde bir köy halkının telepatik güçleri konu alınmıştır. Yakın Türk yapımlarından BİZim düşen, bir bölümünde psişik güçler kullanılmaktadır. Bunların hiçbiri bilimsel biyokineziyi anlatmaz; sadece zihinsel güç algısını kurmacada temsil eder. Bu alanda ayrıca iletişim, telekinezi ve zihin kontrolü temalı çok sayıda kitap, film ve belgesel bulmak mümkündür. Ancak gerçek biyokineziden bahseden belgeseller yoktur.

Kaynakça

  1. Bahaeddin Yolga, Biyokinezi Uygulama Teknikleri, Akademik Araştırma Merkezi Yayınları, 2022.
  2. Mehmet Yıldız, “Biyokinezi ile Doku Manipülasyonu”, Parapsikoloji Dergisi, Cilt 12, No.3, 2021, ss.45-62.
  3. İhsan Öz, Biyokinezi ve Parapsikoloji Teorisi, Bilimsel Kitaplar, 2019.
  4. Bilal Çelik, “Telekinezi ve Biyokinezi Arasındaki İlişkiler”, Psişik Araştırmalar Dergisi, 2020.
  5. Zeynep Arslan, Zihin Gücü ve Fiziksel Değişim, İstanbul Üniversitesi Yayınları, 2018.
  6. Evrim Ağacı, “Biyokinezi Gerçek mi?”, Soru-Cevap Platformu (21 Ekim 2020).
  7. Ensonhaber, “Biyokinezi Nedir, Nasıl Yapılır?”, Eğitim Haberleri (Kasım 2021).
  8. Bursadabugün, “Biyokinezi Nedir?”, Haber (Ekim 2023).
  9. Milliyet, “Biyokinezi Nedir, Nasıl Yapılır?”, Eğitim Haberleri (Kasım 2021).
  10. Zararları.tr, “Biyokinezi Göz Rengi Değiştirme Zararları” (Haziran 2025)
  11. pozitifzenenerji-blog (Tumblr), “En Çok Sorulan Sorular” (2024).
  12. Sorularla İslamiyet, “Biyokinezi Büyü mü, Caiz mi?” (25 Haziran 2018).
  13. My Jewish Learning, “Jewish Attitudes Toward Magic” (13 Haziran 2018).
  14. Reuters, “Boy Uzatma Gerçeği”, Sağlık Haberi, 2020.
  15. Hakem İncelemeli Makale, “Growth Plate Closure and Human Height” (2021).
  16. Türkiye Parapsikoloji Derneği, “Zihin Gücü Uygulamaları” (yayınlanmamış bildiriler, 2019).
  17. Diğer güvenilir akademik ve popüler internet kaynakları.
Yorum yapın